Emine Serdaroğlu

Emine Serdaroğlu

Çok sevgili Erdal Bey ve Sevinç Hanım ile, henüz ilkokul yaşlarındayken tanıştım. Başbakan yardımcılığı yaptığı dönemde, ben de üniversitede okuyordum. Yaz tatillerinde İstanbul’a ailemin yanına döndüğümde, en az bir kez Erdal Bey ve Sevinç Hanım ile, ailecek yemeğe giderdik. Herkes tarafından tanındığı bu dönemde, onun mütevaziliğine, insanlarla olan güzler yüzlü ilişkisine hayran olurdum. Üniversitede piyano eğitimim devam ederken, 1996 yazında İstanbul’da gerçekleşen Habitat konferansı kapsamında, Atatürk Kültür Merkezi’nde piyano resitali vermek üzere davet edilmiştim. O sırada, konserin gerçekleşeceği, AKM küçük salonun kulisi tadilattaydı. Prova sırasında, salonda ve kuliste çalışan görevliler de beni genç görüp pek kale almamışlardı. Ta ki, konser saati yaklaşıp Erdal Bey geliverinceye kadar. Kapıdaki görevlilerin şaşkınlıklarını ve telaşlarını bugün gibi hatırlıyorum. Erdal Bey’in konserime gelmesi benim için de harika bir sürpriz olmuştu. Erdal Bey bana, toplantılar arasında vaktim oldu, ben de konsere geliverdim demişti. Yoğun programı içinde, benim konserimi dinlemeye vakit bulmasına ne kadar çok sevinmiştim. Yüksek lisans eğitimimi tamamlayıp İstanbul’a geri döndükten sonra, Dilbağ Tokay ile viyolonsel-piyano ikilisi olarak İstanbul’da verdiğimiz konserlerin neredeyse hepsine geldi. Erdal Bey ve Sevinç Hanım’ı konserlerimizde ön sırada görmek ve onların desteğini hissetmek bizim için çok değerliydi. Hala konserlerde gözlerimiz Erdal Bey’i arıyor. Onu her zaman sevgi ve saygıyla anıyorum.