İnönüler 1916 yılında Mevhibe Hanım’ın büyük babasının İstanbul Süleymaniye’deki evinde evleniyorlar. Birinci Dünya Savaşı dönemi. Albay İsmet Bey 20 gün sonra Osmanlı İmparatorluğunun doğu cephesine 1 yıl sonra dönmek üzere gidiyor. Savaşın sonuna kadar da bu geliş gidişler sürüyor. Mevhibe Hanım Süleymaniye’deki büyükbaba evinde, annesiyle, karşı komşuları kayınpederinin ailesiyle, cepheden mektup bekleyerek ilk evlilik yıllarını ayrılık içinde geçiriyor.
Kurtuluş Savaşı başlayınca İsmet Paşa cephelerde, Mevhibe Hanım ise cephe gerisinde Samsun, Malatya, Konya ve İzmir’de eşini uzaktan izliyor. Konya, İzmir, Lozan ve Ankara İstasyon binasında kısa süreli de olsa aynı evde kalabiliyorlar. Pembe Köşk onların, evlendiklerinden 9 yıl sonra, devamlı olarak beraber oturdukları ilk evleri.
Pembe Köşk 1923 yılında 4 odadan oluşan, 2 katlı bir bağ evi olarak satın alınıyor. Aile 1925 yılında eve taşınıyor. Bu eve İsmet İnönü, Mevhibe Hanım, İsmet İnönü’nün annesi ve 1 yaşında olan ilk çocukları Ömer yerleşiyorlar. İnönü hayatının 48 yılını burada geçiriyor. Evin rengi de tesadüf değil. Ankara ilk başkent olduğu zaman çok kurak bir şehir. Atatürk bu şehre biraz canlılık katmak için pembe rengi seçiyor ve kendi evini de İnönü’nün evini de aynı renge boyatıyor.
Bugün, Pembe Köşk henüz tam bir müze olmadı. Senede iki kere ekim ve nisan aylarında, 29 Ekim ve 23 Nisan tarihlerini kapsayacak şekilde birer ay ziyaretçilere açılıyor. Her açılışında farklı bir konu işleniyor, farklı eşyalar, fotoğraflar sergileniyor.
26 Ekim 2019 – 1 Aralık 2019 arasındaki sergimizin konusu “Demokrasiye Geçiş Çabaları: 1945-1950”
Şimdi size evin odalarının kullanımı ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağım. Ev iki kattan oluşuyor. Aşağıdaki katta salonlar, yemek odası ve mutfak, ikinci katta kütüphane ve yatak odaları var. En üstte ise küçük bir tavan arası bulunuyor. Sergi sırasında ziyaretçilere mutfak hariç evin alt katı açık.